Hastaneler, dışarıdan bakıldığında titizlikle düzenlenmiş, soğuk ve kontrollü yapılar olarak algılanabilir. Oysa Türkiye’nin dört bir yanındaki sağlık emekçileri; doktorlar, hemşireler, teknisyenler, temizlik ve güvenlik personeli, bu duvarların ardında kimsenin bilmediği, hem şaşırtıcı hem de büyük bir yükün taşındığı bir dünya olduğunu dile getiriyor.
Farklı illerden sağlık çalışanlarının anlattıklarıyla hazırlanan bu dosya, günlük hastane yaşamının bilinmeyen 20 gerçeğini ve milyonlarca çalışanın omuzlarındaki duygusal ve fiziksel yükü gözler önüne seriyor.
🚨 Zorlu Mesai ve Yoğunluğun Getirdikleri
Sağlık çalışanlarının anlattıklarına göre, hastane yaşamı resmî mesai saatlerinden çok daha erken başlıyor ve çok daha geç bitiyor.
- 1) Erken Başlangıç: Gün, çoğu çalışan için resmî mesai 08.00 olsa da, hazırlık, teslim alma ve servis düzeni için sabah 06.00’da başlar.
- 2) Acil Servis Savaş Alanı: “Acil servis” kelimesi, dakikalar içinde onlarca olayın, farklı risk ve tansiyonun bir arada yaşandığı 24 saatlik bir savaş alanı demektir.
- 3) Çay Molası Hayali: Çoğu zaman hayaldir. Birçok çalışan günü soğumuş çay ve unutulmuş yemeklerle tamamlar.
- 4) Yalnız ve Tetikte Nöbetler: Nöbetler, sürekli tetikte olmakla ve derin bir yalnızlıkla geçer.
- 5) Kişisel Fedakârlık: Sağlık çalışanlarının çoğu, acil durumlarda kendi molasını, dinlenme saatini bile iptal eder.
🗣️ Şikâyetler ve Duygusal Yük
Çalışanlar, kendilerini en çok yoran şeyin fiziksel değil, psikolojik baskı olduğunu belirtiyor.
- 6) Şikâyet Fırtınası: Hastanelerde günde yüzlerce kez “teşekkür” değil, “şikâyet” duyulur. Bu durum tüm çalışanları psikolojik olarak etkiler.
- 7) Hasta Yakını Yükü: Kapalı kapılar arkasında, hastalardan daha çok hasta yakınıyla uğraşılır.
- 8) Kötü Haber Korkusu: Tüm çalışanların ortak korkusu: “Kötü haber verme anı.” Bu anın yükü, mesleğin en zorlayıcı kısmıdır.
- 14) Kendi Acısını Erteleme: Çalışanlar, çoğu zaman kendi acısını, yorgunluğunu, hatta sağlık sorununu bile ertelemek zorunda kalır.
- 20) Duygusal Tükenmişlik: En bilinmeyen gerçek: Sağlık emekçileri günün sonunda sadece yorgun değil, duygusal olarak da tükenmiş olur.
🏃♂️ Fiziksel Koşuşturma ve Mesleki Gerçekler
Hastanelerin görünmez kahramanları, yüksek fiziksel tempoda ve sürekli kriz yönetiminde çalışıyor.
- 9) Güvenlik Görevlisi Sıkıntısı: Güvenlik görevlilerinin en büyük sıkıntısı, “ortam sakinleştirme” değil, kontrolsüz öfke patlamalarıdır.
- 10) 18.000 Adım: Bir hemşire ortalama 12 saatlik nöbette 18.000 – 20.000 adım atar.
- 11) Ayakta Yemek: Sağlık çalışanlarının büyük bölümü öğle yemeğini ayakta yer.
- 12) En Çok Duyulan Cümle: Hastanelerde en çok duyulan cümle: “Bir bakar mısınız?” Günde yüzlerce kez tekrarlar.
- 13) Ekip Ruhu: Ekip ruhu hayatta kalma anahtarıdır. Bir kişi düştüğünde tüm servis aksar.
- 16) Kriz Yönetimi: Hastanelerde en hızlı öğrenilen şey: Kriz yönetimi.
- 17) Geciken “Hemen Geliyorum”: En çok kullanılan cümlelerden biri: “Hemen geliyorum.” Ama bazen o “hemen” başka bir acil olay yüzünden gecikir.
🏠 Ev ve İş Arasındaki İnce Çizgi
Mesai bittiğinde bile zihinsel yorgunluk devam eder.
- 18) Vaka Yükü: Sağlık çalışanları, vardiya bitiminde bile kafasında onlarca vaka taşır.
- 19) Ev: Sadece Uyku Molası: Birçok personel için ev, sadece “uyku molası alınan yer”dir.
- 8) Temizlik Personeli Yükü: Bir temizlik görevlisi, bir gün içinde ortalama 20’den fazla kritik alan temizler.
Sağlık Emekçilerinin Ortak Mesajı: “Bizi kimse görmüyor sanıyorlar, ama biz hep oradayız…”
Bu gerçekler, Türkiye’deki hastanelerin işleyişi, zorunlu görevler, yoğunluk ve insan hayatıyla ilgili kararların yükünün her gün milyonlarca sağlık emekçisinin omzunda olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
