
Antalya – 27 Eylül 2025
1968 yılında “SSK Hastanesi” adıyla hizmete açılan ve bugün 365 yatak kapasitesi ile Antalya’nın sağlık yükünü omuzlayan Atatürk Devlet Hastanesi, beş yıl önce depreme dayanıksız olduğu tespit edilmesine rağmen bugüne kadar faaliyetine devam etti. Hastanenin yıkılacağına ilişkin iddialar yeniden gündeme gelirken, gerek halk gerekse sağlık emekçileri büyük bir belirsizlikle karşı karşıya.
Depreme Dayanıksız Olduğu Biliniyordu: Neden Güçlendirme Yapılmadı?
2019 yılında yapılan teknik analizlerde binanın depreme dayanıksız olduğu resmi raporlarla ortaya konulmuştu. Ancak aradan geçen beş yılda herhangi bir güçlendirme veya taşınma planının hayata geçirilmemiş olması, “hasta ve çalışanların hayatı neden hiçe sayıldı?” sorusunu akıllara getiriyor.
Halk Özel Hastanelere mi Yönlendirilecek?
Antalya’da kamu hastanelerinin sayıca ve kapasite açısından yetersiz olduğu bilinirken, Atatürk Devlet Hastanesi’nin kapatılmasıyla birlikte 365 yataklık bir kapasite devre dışı kalacak. Bu durumda kamu hizmetine ulaşamayan vatandaşların özel hastanelere yönlendirilip yönlendirilmeyeceği merak konusu. Özel hastanelere gitme imkanı olmayan dar gelirli yurttaşların sağlık hakkı nasıl korunacak? Hastaneye erişim için ne kadar yol gitmeleri gerekecek?
Aksu Devlet Hastanesi Açılmadan Personel Nereye Gidecek?
Sağlık emekçileri açısından da ciddi bir planlama eksikliği dikkat çekiyor. Hastane çalışanlarının nerede görevlendirileceği netleşmemişken, bir duyuma göre personelin henüz açılmamış olan Aksu Devlet Hastanesi’neyönlendirileceği ifade ediliyor. Ancak bu hastane halen inşaat aşamasında. Bu durumda sağlık çalışanlarının mağdur edilip edilmeyeceği, kadro ve özlük haklarının ne olacağı soruları yanıt bekliyor.
İl Sağlık Müdürü’nün, “personelin tercihlerinin göz önünde bulundurulacağı” yönündeki açıklamaları olsa da, geçmiş örnekler “sarı sendikalara ödüllendirme, muhalif kamu görevlilerine ise cezalandırma ve sürgün” uygulamalarının tekrar edilme ihtimalini gündeme getiriyor.
Kamu Arazileri Şirketlere mi Peşkeş Çekilecek?
Halkın bir diğer kaygısı da Atatürk Devlet Hastanesi’nin bulunduğu değerli arazinin geleceği. Kamuya ait olan bu alanın özel şirketlere devredilmesi ihtimali kamuoyunda büyük tepki topluyor. Hastane binasının yıkımı ve yeniden yapımı sürecinde kamunun malının, kamu yararına ve kamucu bir anlayışla değerlendirilmesi gerektiği vurgulanıyor.
Halk Sağlık Hizmetinden Mağdur Edilmemeli
Sağlık anayasal bir haktır. Atatürk Devlet Hastanesi’nin yıkımı sürecinde halkın sağlık hizmetine erişiminin kesintiye uğramaması için gereken planlamanın şeffaf, bilimsel ve kamucu bir yaklaşımla yapılması elzemdir. Mevcut sağlık insan gücü etkin şekilde planlanmalı, liyakat esas alınmalı ve hiç kimse mağdur edilmemelidir.
